Müslümanların ibadet etmek ve dinle ilgili görevlerini yerine getirmek için toplandıkları yapılar cami olarak tanımlanır. Cami sözcüğü, bir araya getiren, toplayan anlamında Arapça (cem) sözcüğünden gelir.
Müslümanlar önceleri, ibadet edecekleri ayrı bir mekan yapma gereğini duymazlardı. Allah için ibadet edilecek her yerin bir olduğunu kabul ederlerdi. Hz. Muhammed, bütün dünyayı bir mescid olarak tanıdığını söylerdi. İstedikleri zaman bir evde toplanarak ibadet ettiklerini kaynaklar bildirir. Cami ve camilerimizin ayrı bir araştırma ve inceleme konusu olduğu bir gerçektir. Biz burada yeri gelmişken kısaca değindik.
Bu tanım kapsamına giren Ocak Köyü Camisi'nin, 1287 (1870) yılında inşa edilip ibadete açıldığını öğreniyoruz. Caminin inşasından önce de aynı yerde başka bir küçük caminin olduğu, bunun yıkılarak yerine şimdiki caminin yapıldığı söylenir.
Köy camisi de, geçmişten geleceğe uzanan kültür değerlerimizdendir. Yöresel yapıların özelliğini gösterir. Duvarları taştan, üstü düz dam olarak yapılan ilk caminin son onarımını Mustafa Gürer yaptırmış ve bugünkü üstü çatılı görünümüne kavuşmuştur.
Cami, eski yazının uygulandığı yıllarda, köyün okul ihtiyacı içinde kullanılmış. Ücreti köy sandığı bütçesinden ödenen din görevlisi, dini ibadetler yanında, okul çağındaki çocuklara da bu çatı altında okuma yazmayı, Kur'an ilimlerini öğretmiş. Cuma namazlarına camisi olmayan yakın köylerden katılanlar olurmuş.
Din görevlisi olmadığından vakit namazları hariç, olmak üzere, Ramazan ve Kurban Bayramı namazları fasılasız köy camisinde eda edilmiştir. Bayram öncesi köy en kalabalık günlerini yaşar. Gurbetçilerden büyük bir grup o günlerde köye gelir. Caminin düzenli olarak saklanan halı ve kilimleri temizlenerek döşenir. Bayram namazının kılınması için camide yapılacak hazırlıklar yapılır.
Eski yıllarda bayram namazlarını, Hoca Ahmet Efendi (Mustafa Gürer'in babası} kıldırırdı. Onun ölümünden sonra sırasıyla muhtarlık yapan Şerif ve Necip Efendiler ile Muharrem Karaman kıldırmışlardı. Daha sonra da bu görev, eğitmen Aziz Erman tarafından yapıla gelen sonralarında ise bayramlarda namaz kıldırma görevi, dini bilgilerle yüklü, mesleğinde yetişmiş olan Hoca Mehmet Yaman tarafından yerine getirilirdi. Bu isimlerin hepsi de köylerine hizmet veren kişilerdi. Ruhları şad olsun.
Öte yandan, 1990 ortalarına doğru Eski Cami'nin ibadete kapanması görüşü ortaya atılıp çoğunluk kazanırken, bir taraftan da Köy Odası'nın camiye dönüştürülmesi fikri gerçekleşiyordu. Yenileme ve ilave işlere ödenecek tüm harcamaları Kemal Gökçek üstlendi. Cami yanına yapılan 75 basamaklı 25 metre yükseklikteki minarenin malzeme ve ustaları Elazığ'dan getirildi. Sonraki yıllar içinde yıldırım düşmesi ile minare yenilendi.
Şimdi Ocak Köyü'nde, biri türbe içinde "Namazgah", diğeri " Mescit ", öteki de; yaptıranın adıyla anılması daha uygun olan "Kemal Gökçek Camisi" veya Yeni cami olmak üzere ibadet yerlerimiz bulunuyor.
- Log in to post comments